3 Ocak 2015 Cumartesi

Taksiciler ve Türk Yolcular

Akaryakıtın ucuz olduğu bu memlekette seyahat etmek için sıklıkla taksiye binebilirsiniz. Bu işi yapan taksi esnafı hakkında ilginç bazı şeyleri paylaşmak istiyorum. Öncelikle kapitalizmin pek uğramadığı bu ülkede siz taksi tutmazsınız taksici sizi beğenir..

Namaza gidicem deyip yolcu almayanından tutun gideceğiniz istikameti beğenmeyeni, gittiğiniz yerde sizi 100 metre geride/ileride bırakmaya çalışıp sizi yürümeye zorlayanı, bozuk paran yok deyip aracına almayanı vb. size hep bu adamların keyif için bu işi yaptıklarını düşündürür. Tabiki iyi esnaf ve size her halükarda yardımcı olmak isteyen çoğunluk içerisinde bu kadarı normaldir.



An itibarıyla Oran şehrinde gündüz tarifesi açılışı 20 dinar (yaklaşık 40 kuruş) ve akşam tarifesi (saat 21.00'den itibaren) 30 dinar'dır. Şehir içi işten eve veya evden alış-verişe gideyim derseniz en fazla 200 dinar verirsiniz. Taksici yolda durup başka yolcuları sizin yanınıza alabilir şaşırmayın. Sizinle aynı güzergahta yolcu bulursa arabaya toplam 4 kişi sığdırıyorlar. Sonradan binen yolcu siz de olabilirsiniz. El edip durdurduğunuz taksi dolu bile olsa gideceğiniz yeri şoföre söyleyip uygunsa binebilirsiniz. "Ben yalnız giderim kimseyi arabaya almasın" diyorsanız taksimetreyi açtırmayıp kafadan 200 dinar vereceğinizi söylersiniz. Sonradan binen yolcuysanız eğer ilk işiniz taksimetreye bakmak olsun. Bindiğiniz andaki ve indiğiniz andaki rakam farkının üzerine açılış fiyatı ekleyip (20 veya 30 dinar) ücreti ödeyebilirsiniz.

Bu taksici arkadaşlar yolda evvelen uyruğunuzu tespit etmeye çalışırlar. Bir kere Türk olduğunuzu tespit ettikten sonra paket sorular gelmeye başlar. İlkin müslüman olup olmadığınızı sorarlar. İkinci soru İstanbul'mu Ankara'mı derler. Sonraki soru ne iş yaptığınızla alakalıdır. Mevzu ilerlerse Türk dizilerinden bahisler açılır Murat Alemdar'ı (Polat burada Murat olmuş), Muhteşem Yüzyıl'daki Kanuni'yi ve Muhannet'i (Kıvanç Tatlıtuğ'un buradaki ismi) sorarlar.

Şimdi bu soruların sebebini biraz izah etmeye çalışayım: Türkiye'de epey bir insanı hristiyan zannettiklerinden dininizi öğrenmek istiyorlar. Sürekli İstanbul'a alış veriş için gidip gelen çok Cezayirli var. Dolayısı ile İstanbul, camileri ile müslüman bir şehir. Ama Ankara öyle değil diye düşünüyorlar. İkinci soru ile de birinci soruya cevabınızı test ediyorlar. Sonrada aşağı yukarı gelirinizi öğrenebilmek için işinizi ve nihayet her akşam beğeniyle izledikleri dizi oyuncularını tanıyıp tanımadığınızı sormuş oluyorlar; buradan itibaren de esnaf muhabbetine geçiyorsunuz...

Elli kere izah etmekten sıkılan ben yarın bir gün İstanbul'da taksici bir Cezayirli görürsem yapacağım şey belli : yekten arkadaşın müslüman olup olmadığını sorarım.


1 yorum:

  1. Allah iyiliğinizi versin inş.
    Yazınızı okudukça güldüm. ☺

    YanıtlaSil